5 Aralık 2013 Perşembe

"Ne Okuyorum?"dan Kumral Ada Mavi Tuna


Kumral Ada Mavi Tuna, okuduğum ilk Buket Uzuner kitabı. Aylar önce okumuş olmama rağmen ancak anlatabildiğim kitaplardan bir tanesi. Başına attığım tarih ve "Kadıköy" yazısı bile kitabı sevilir yapan küçük detaylardan. 
Bu kitabı okurken öyle pişmanlıklar yaşadım ki. Niye bugüne kadar hiç Buket Uzuner kitabı okumadım ki diye kendime o kadar çok kızdım ki... Kumral Ada- Mavi Tuna öyle güzel bir roman ki, okumadıysanız hiç geç kalmadan hemen okuyun.

Okumak isteyenler için hüzünlü bir aşk öyküsü Kumral Ada Mavi Tuna.
Fakat hayat bir romana hiç benzemez ve bazılarımız olacakları çok önceden sezebilsek de tarihin akışını değiştiremeyiz. Buna ancak romanlarda ve filmlerde gücümüz yeter ve bu yüzden çılgınlar gibi tutkunuzdur sinema ve edebiyata.

Yazıyı sosyal tespitlerle doldurup haddim olmayan işlere burnumu sokacak değilim ancak Türk edebiyatının erkek egemen bir yapısı olduğunu iddia edenlere bir doz Buket Uzuner tavsiye edip, hemen kitap hakkında yorumlara geçelim...
İlk olarak Mabel Matiz’in, sonra da kitap kulübümüzün övgü ve tavsiyeleri üzerine okuduğum bir kitap Kumral Ada-Mavi Tuna. Girizgahtan da anlaşılacağı üzere oldukça beğendiğim ve okumak için tavsiye isteyenlere ilk olarak önereceğim kitaplardan birisi oldu.
Kumral Ada - Mavi Tuna, iç savaşın içimizde ve dışımızda, bireysel ve toplumsal olarak yarattığı yangınları umutsuz bir aşk üçgeni ekseninde anlatan sarsıcı bir roman.

Dört dile çevrilen Kumral Ada - Mavi Tuna birçok toplumsal yaramızı irdelerken unutulmaz bir aşk hikayesi anlatıyor. Hayatımın kitaplarından biri. İnsanı çizerek ilerler, aşkı anlatır, imkansızı öğretir. Roman da sair dayının dediği gibi "askın 1001 turu vardır ve her çeşidi acıtır"
Buket Uzuner‘in en ünlü kitaplarından biri olan Kumral Ada Mavi Tuna, küçük bir çocuğun kendini bildi bileli aynı kadına aşık olmasını anlatan bir aşk öyküsü.
Kitabın ismi ise Ada‘nın mükemmel bir kumral, Tuna’nın ise masmavi gözleri olmasından kaynaklanıyor. Ayrıca kitabında içinde yer alan Ada’nın yazar-şair dayısının, Ada ve Tuna‘nın arkadaşlık öyküsünden yola çıkarak yazdığı kitabının ismidir.
Ben kitabı okuduğumda başlarda çok beğendiğimi söylemeliyim. Ancak daha sonra bazı bölümler beni sıkmış olsa da kitabı başarılı buldum. Kendimi daha çok eskideki olaylara kaptırdım, yeni olaylar bu nedenle hoşuma gitmedi sanırım. Kitabı okurken göreceğiniz üzere Tuna’nın karakterindeki değişimler de bir anda yapılmış. Ada’nın gitmesi üzerine, Tuna bir çok kadınla birlikte olur. Bir bölümde sürekli olarak Tuna’nın yaşadığı ilişkiler aktarılıyor. Bu bölümde Tuna’ya biraz kızdım sanırım.
Kitap iki eksende ilerliyor: İlahi bakış açısıyla anlatılan, kahramanımız Tuna'nın ülkede çıkan iç savaş yüzünden yeniden askere alınması ve bu esnada kendi iç savaşını vermesini temel alan hikayeyle, Tuna'nın kendi ağzından dinlediğimiz çocukluk ve ilk gençlik yıllarının hikayesi. Bütün olarak ise aşk ve sevgi üzerine, toplumsal yargılar üzerine, kişilik üzerine kısacası insan üzerine büyük ama yutulabilir tespitlerle dolu lirik bir hikaye okuyoruz.

Kitabın okura hissettirdikleri ise oldukça karmaşık -tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi; hüznü, huzuru, sevinci, kızgınlığı, şaşkınlığı art arda hatta belki aynı anda hissediyorsunuz. Bir erkeğin, daha doğrusu bir insanın savaşların en zoru olan kişinin kendine karşı verdiği savaşı gerçekten başarılı bir şekilde kaleme almış Uzuner. Tuna'nın kendi iç savaşına paralel ilerleyen (belki de neden olan mı demeliyiz?) gerçek mi hayal mi olduğu anlaşılamayan, sözlük anlamıyla iç savaşa yapılan göndermeler ve bu ikili arasında kurulan metaforik bağ edebi açıdan tatminkar bir iş çıkartıyor karşımıza. 

Yazarın başarılı ve anlaşılır üslubu, zihne ve kalbe aynı anda hitap eden betimleme ve benzetmeleri de cabası. Aşina olanlar için huzurla gülümseten, bilmeyenler içinse merak uyandırıcı Kuzguncuk tasvirleri, zamanın çok-kültürlü ve elbette hoşgörülü mahalle hayatı ve duyguların fiziksel olarak somutlaştırıldığı satırlar okuma zevkini katlayan unsurların başında geliyor. Kitabın sonu ilk bakışta biraz açık kalmış gibi gözükse de, üzerinde düşünüldüğü zaman bunun yazar tarafından yapılan bilinçli bir tercih olma ihtimali daha ağır basıyor ve böylece Kumral Ada-Mavi Tuna okunan değerli eserler arasındaki yerini almış oluyor.

Özellikle okumuş olanlar için belirtmek istediğim -resmi olarak ifade edilmiş olmasa da- pek çok okurun hemfikir olduğu eğlencelik bir bilgi ise şöyle: Ada'nın ailesi aslında hemen herkesin tanıdığı, ünlü bir aile... Şair dayı; Atilla İlhan, annesi Pervin Gökay; Çolpan İlhan ve babası Süreyya Mercan; Sadri Alışık. Süreyya Mercan'ın oynadığı meşhur filmin Balıkçı Osman olması ve kitabın doğrudan Atilla İlhan'a ithaf edilmesi bu düşünceyi oldukça sağlamlaştıran etkenler elbette... Bir rivayete göre Uzuner, usta şairin hayatını kaleme alma isteğine hayır cevabı alması üzerine "O zaman ben de sizi romanımın kahramanı yaparım" diyerek yazmış kitabı.

Benim naçizane değerlendirmelerimi bir kenara bırakacak olursak, Kumral Ada~Mavi Tuna uzun uzun irdelenebilecek, detaylı incelemesi yapılabilecek bir kitap esasında. Bu konuda yazarın kendi sitesinde güzel bir düşünme listesi hazırlanmış ki merak edenleri buraya alalım.
Bu kitapla beraber yazarın diğer kitapları da ilgi alanıma girmiş bulunmakta ancak hayal kırıklığına uğramaktan çekiniyorum açıkçası; "Ya diğer kitaplarını bu kadar beğenmezsem?" diye. Bu noktada sizin tavsiyelerinizi rica ediyorum: Sizce hangi Uzuner kitabı beni hayal kırıklığına uğratmaz?

Buket Uzuner Tuna'yı, Tuna'nın yıllar süren aşkını öyle güzel anlatmış ki hayran kalmamak elde değil. Kitap bölümlere ayrılara,k yazılmış ve her bölümün başında çeşitli yazar ve şairlerden nefis alıntılar var. Bir bölümde Tuna ve Ada'nın çocuklukları ve gençlikleri anlatılırken diğer bölümde Tuna'nın iç savaşı ve bunun bir kabus olduğuna insanlara inandırma çabası anlatılmış. Doğrusunu söylemek gerekirse çocukluk ve gençlik dönemlerinin anlatıldığı bölümleri okumaktan daha çok zevk aldım, Tuna'nın iç savaş yaşadığı bölümlerde, özellikle de siyasi, toplumsal görüşlerin anlatıldığı yerlerde biraz sıkıldığımı söylemek zorundayım.
Kitabın sonunda karakterlerin kendilerini anlatmaları, bir bakıma savunmaya geçmeleri de değişik bir yöntem olmuş. Kitap boyunca sık sık geçen Baylan Pastanesi'nin kup griyesi ve Mabel sakızları dikkatimi çekmedi değil. Mabel çikolataları hala var ama sakızları var mı bilmiyorum, Baylan Pastanesi'ne de internet yoluyla baktım, gerçekten de kup griyesi meşhurmuş. :)

Kumral Ada-Mavi Tuna aynı zamanda günümüzün popüler sanatçılarından Mabel Matizin de isim kaynağı. Mabel adını Kumral Ada Mavi Tuna adlı romanda yer alan Tuna karakterinin takma adından alır. Matiz ise, müziğini en iyi tanımladığına inanarak adına eklediği ve «çok sarhoş, düşkün kimse» anlamlarına gelen eski yunanca kökenli argo bir kelimedir. Kitaptan etkilenerek bu ismi kendine uygun gören gerçek adı Fatih Karaca olan Mabel Matiz, kendi adını taşıyan ilk albümü "Mabel Matiz"i  2011, ikinci albümü olan "Yaşım Çocuk"u da 2013 yılında yayınlamış ve büyük beğeni toplamıştır. Bizzat tavsiye ettiğim sevdiğim sanatçılardan biri olan Mabel'in şarkıları gerek anlam gerek melodi olarak dinlenilesi parçalardır. Şiddetle tavsiye ediyorum. Keyifli bir kitap, tavsiye ederim. Keyifli okumalar :) 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder