İçimde garip, değişik bi' his. Yüreğim kuş olmuş sanki kanat
çırpıyor. Hayırdır inşallah...

Sokrates'in yanından geliyorum Akropoliste oturup tartıştık.
Benim varolmadığımı kanıtladı moralim çok bozuk. İnsan bazen yaşanmışlara değil,
yaşanamamışlara yazar! Ben gidene değil, beklenene yazıyorum. Tanımayanlar
sakin biri olduğumu, arkadaşlarım agresif olduğumu, en iyi arkadaşlarımsa
tamamen deli olduğumu düşünüyorlar. Sürekli gülüyorum, umursamıyorum falan ama içimde
biriktirdiklerim bir gün pekmezimi akıtacak gibi geliyor, dur bakalım ne zaman.
Merhem kullanmamam yaralarım olmadığı anlamına gelmez.
Olsun.

“Fe inne meâl usri yûsra.”
Belki de ben de her sabah yanlış bi' çöl masalına uyanan bi'
Leyla’yım? Kurgular kaptan, insan beyninin küçük yanılsamaları. Uçtuğunuzu
zannediyorsunuz ama aslında askıdasınız. Bir şeyler var ama hiçbir şey yok.
Papatya olmak istiyorum bayım; ama çabuk ölmek istemiyorum. Papatya
açtım. Artık her şey tamam. Papatyalar kokmaz diyorlar. Yanlış. Gün doğumunda o
kadar güzel de kokarlar ki; koklamaya doyamazsın… Papatyalar koparıldıktan
sonra kokarmış bir de. Papatya olmak istiyorum bayım; ama bizi koparsınlar
istemiyorum.


“La tahzen! İnnallahe meana.”
La tahzen; başın yerde, ellerin böğründeyse çaresizlikten,
bir büyük teselli kapısının önündesin demektir.
La tahzen; sökülüyorsan içinden böyle yaprak dökmek misali, bahar gelsin diyedir.
La tahzen; sökülüyorsan içinden böyle yaprak dökmek misali, bahar gelsin diyedir.

Züleyhaca bakışlarıma Yakubca kör kaldım. Ey ahmak yüreğim,
Kuyudan gelen her sesi sen Yusuf‘tan mı sandın? İlk aşk, ağırlık yapan ruhunu
çıkarıp başkasının avucuna koymaktır. Sonrası, kayıp olan ruhunu aramaktan
ibaret. "Bir kalbiniz vardı, onu hatırlayınız" der Zarif Adam.
Görüşler farklı olsa da şiire bulaşan insanları sevmeli.

İşte bunlar hep ayrılık, iki satır özünde sevda.
Bir sokakta sevdiğiniz biri yaşadığı zaman orası bir dünya
olur.
Susarak sevilmez. Ne yapacaksın sevecek yerlerinin turşusunu
mu kuracaksın? Beynimin en kullanmadığım kısmı, seni bundan sonra asla bırakmamam gerektiğini
söylüyor. Yok yere hasret koyma aramıza, durduk yere iş çıkarma başımıza. Ben
ömrümce seni özledim. En yakınımdayken yüz yıllık hasret nasıl konur sende
gördüm. Çok sevdiğim bir kitap gibisin; biran önce her şeyi okumak istiyorum.
Ama bitsin istemiyorum.

Sen benim kabul olunmuş duamsın, en bi’ sevdiğimsin;
İstanbul güzelse senin yüzünden. İçimdeki bu edebiyatın mimarı sensin; en bi’
sevdiğimsin. Senin o yüzümü gülümseten sözlerinden öperim. Seni bana sevdirene
emanet ol. Sanki baştan aşağı şükür doluyum öyle ki şu an zaman durabilir o
kadar mutluyum.


Sakalları şiirle karışık, kitap kokan, rüzgârla konuşan adam...
Ve “Papatyalar da sevdaya dahil".
Mükemmel keyifle okudum. Sanırım duygusal olduğum zamanlarda burayı ziyaret edeceğim.
YanıtlaSilDeğerli yorumunuza teşekkürü bir borç biliriz. Her daim bekleriz. Sağlıcakla...
SilHepsi diziden mi yoksa sizinde katkiniz var mı çok bilemiyorum , belki diziye bir yerden aktarılmıştır , her neyse , net olan bişi var ki o da çok güzel oluşu , ellerinize sağlık :)
YanıtlaSilYorumunuz için teşekkürü bir borç biliriz öncelikle, yüreğinize sağlık. Sağlıcakla.
Silher zaman gelir gider okurum yazdıklarını :) alışılagelmişlerden çok farklı insanın duygularını aktarman çç
YanıtlaSilTeşekkürler, bir nebze olsun tercüman olabildiysek ne mutlu bize. Sağlıcakla.
SilÇok değer verdiğim insandan duyduğum,kendi sesinden dinleyip daha çok sevdiğim yazı. Sanırım her gece burada olacağım.
YanıtlaSilDeğerli yorumunuza çok teşekkür eder, her daim bekleriz. Sağlıcakla...
Sil