10 Haziran 2016 Cuma

Kalem Radyosu

O kadar uzun zaman oldu ki bu mikrofona geçmeyeli.
Halbuki çok geceler hiç tanımadığım radyo başındaki insanlarla paylaşmıştım dertlerimi, özlemlerimi.
Bu mikrofondan hep aynı kişiye binlerce cümleyle seslenirdim, beni hep duyduğunu bile bile.
Şimdi nerede ve ne halde olduklarını bilmediğim ama çok özlediğim insanlar var.
Onlar benim kayıp parçalarım...
Gittiklerinden beri hayatımın yıkık, eksik ve anlamsız olduğunu bilmiyorlar.
Bilmiyorsun, ah bilmiyorsun...
Sen gidince ben hiç tamam olamadım.
Tuşu eksik bir daktilo, son sayfası yırtılmış bir roman, iğnesi kaybolmuş bir gramafon, öznesini yitirmiş bir cümle gibi noksan kaldım.
Artık ne yazsam eksik, neyi okusam yarım, neyi anatsam sahipsiz, ne dinlesem bölük pörçük...
Ama uzun zaman önce kabul ettim ben; yaşadığım her mutluluk en az bin eksik, her üzüntü en az bin fazla olacak. Ne yaşarsam yaşayayım; ben eksik kalan o sayfanın yasını tutacak, seni gömdüğüm o sokağa çiçekler ekeceğim.
Biliyor musun sevdiğim, gönlü ömrüme yakışanım; ben seni hiç unutmadım.
Senin gibi ardımı dönüp gidemedim hiç.
Ben hala bıraktığın o yerdeyim.
Hala aynı kadın, hala aynı yürek, hala aynı sevda, hala sen...
Ben seni hiç öldüremedim.
Kim bilir şimdi hangi şehirde, hangi sokaktasın. 
Keşke beni duyabilseydin, senden tek bir şey isterdim;
Gitmiş de olsan, beni unutma.
Ben seni unutamadım, sen de beni unutma... 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder