26 Mart 2013 Salı

"Ne Okuyorum?"dan Efsane


Babil`de Ölüm İstanbul`da Aşk ile başlayan roman macerasına Efsane - Bir `Barbaros` Romanı ile devam eden İskender Pala, cümleleri ise okurları peşinden sürüklemeye devam ediyor. İskender Pala her yeni romanı ile hayran kitlesini arttırmaya da devam ediyor ve artık tarihi aşk hikayelerinin vazgeçilmez yazarlarından biri haline geldiği gizlenemez bir gerçek.
Yine çok hatta çok çok güzel bir kitap daha okuyorum. Çok da severek okuyorum. Belli olduğu üzere çok beğendim. Gözlerimin dolduğu, içimin cız ettiği anlar oluyor. İskender Pala'nın okuduğum dördüncü kitabı, diğer kitaplarını da okuyacağım zamanla zira kendisini çok seviyorum, daha önce iki defa kendisini seminerde dinleme fırsatıda buldum.
 Tarihin ünlü isimleri ile efsanevi aşk hikayelerini bir bütün haline getirip okurlarına mükemmel romanlar sunmayı başaran İskender Pala, son kitabı olan "Efsane Bir Barbaros Romanı" ile bu kez Barbaros Hayreddin Paşayı içine alan efsanevi bir aşk hikayesini okurlarına sunuyor.
Bu kitabımızda isminden de anlaşılacağı gibi büyük denizcimiz  Barbaros Hayrettin Paşa ' yı anlatmış bize. Arka kısmında harita ve çok işinize yarayacak denizcilik terimleri sözlüğü var. Sık sık bakmak zorunda kalıyorum haliyle. Ama iyi ki eklenmiş o sözlük. :)
 Türk tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Barbaros Hayreddin Paşayı tarih kitaplarında okuduğumuzun aksine farklı bir yaklaşım ile ele alan kitap hem tarih bilginizi genişletiyor hem de zevkle okuyabileceğiniz bir eser sunuyor bizlere.
 Savaşları, Denizleri ve bir çok şehri içine alan, hem büyük bir kahramanı anlatan hem de romantik bir aşk hikayesi sunan Efsane Bir Barbaros Romanı herkesin severek okuyacağı güzel bir kitap bence.
 Efsaneler bazen denizden, bazen aşktan ve ateşten gelirler. Aşktan ve ateşten ve denizden gelenler, bazen ışık olurlar ve bütün zamanı aydınlatırlar... Efsane kurmak kadar, efsaneyi yazmak da efsaneye dâhildir. Bir çağı haritalarda bulamazsınız. Derine, insana ve tarihin denizlerine açılmak gerekir. Girdaplarda yüksek idealler saklanabilir.
 Bu kitapta; İstanbul, Gırnata, Madrid, Roma ve Akdeniz; aşk diliyle kuşatıldı. Akdeniz, aşk kaleminin haritasıyla yeniden çizildi. Kılıç kılıca, cevher çeliğe çarptı, varlık da yokluğa. Ve hep bir yol vardı kalplerden denizlere. Derin denizler, büyük aşklar için atlas olup dokundu. İskender Pala, bir çağı ve o çağın efsanelerini dile döktü. Barbaros Hayreddin Paşayı... Sonra, bir gül sepeti getirdi. Isırılmış üç elmayı anlattı.
Fazla da anlatacak bişey yok aslında; İskender Pala yine kendi üslubuyla çıkardığı incileri yazmış. Bize de okumak düşer elbet.  
Kitabımızda Hayrettin Paşa Gırnatalı bir müslüman olan Seyyid Muradi 'nin (Sidi Alkala) gözünden anlatılıyor. Barbaros , onu haçlı korsanlarından kurtarır ve pusula okuma, harita, coğrafya ve denizcilik bilgisi sayesinde yanına alır. Sık sık satranç oynayıp sohbet ederler. Aralarında mesafeli bir dostluk oluşur. 
Ayrıca savaştan çok aşk işlenmiş romanda diyebilirim. Hem de öyle bir aşk ki öldürmez süründürür cinsten. Kitapta geçen üç heykelin sırrını kendimce düşündüm , hatta daha önce duymuş olma ihtimalim de var ama okurken ne hatırlayabildim ne tahmin edebildim. Bu da merakla okunması için bir sebep daha.
Barbaros ile Andrea Doria arasındaki kıyasıya mücadeleyi okumak keyifli. Endülüslü  müslümanların katledilişini okumak da aynı oranda üzücü. Tarihe bir gemi yolculuğu ile çıkmak gibi oluyor benim için.
Barbaros Hayrettin' in küçüklüğünden başlayıp Preveze Zaferi ile coşup vefatına kadar olan hayatına çok güzel bir bakış. Duygulandım, gözlerim doldu.
Kısaca çok severek okuyorum , şiddetle tavsiye ederim. Zaten çok şey söyledim , daha fazla büyüsünü kaçırmayayım , herkese keyifli okumalar. :)

"Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
Barbaros, belki donanmayla seferden geliyor!
Adalar’dan mı? Tunus’tan mı, Cezayir’den mi?
Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi
Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor;
O mübarek gemiler hangi seferden geliyor?"



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder