7 Aralık 2012 Cuma

Sen Bana Yangın Ol Efendim Ben Sana Rüzgâr



Ben sizi sevdim efendim ! 
Sadece ikinci çoğul cümlelerden bakmak zorunda olsamda size, 
Ben sizi gizli özne gibi ellerimde sakladım efendim. 
Sizden gidebilmek adına, kaç kez sınıfta kaldım bilmiyorum ama; 
Birinci dereceden çok yanıklar aldım. 
Ben sizi sevdim efendim ! 
Gözleriniz içine baktığımda her defasında yaprak misali titrerdi yüreğim.
Yağmur tanelerini karanlık akşamlarda tek tek sayacak kadar,
Yahut güneşli bir günü gözlerinizde yaşayacak kadar.
Ben size geç geldim, siz bana erken. 
Ben sizi sevdim efendim ! 
Uykusuz akşamlar geçirip bir kez güldüğünüzü görmek pahasına. 
Yağan yağmur yalnızlığımmış meğer, dindim. 
Ben sizi sevdim efendim ! 
Gözlerinizi görmek uğruna kaç şeyi yok saydım geldim bilmiyorum ama; 
Matematiğimin ikinci dereceden karıştığı çok oldu. 
Veya kimyamın reaksiyonlarını bıraktığım. 
Ben sizi sevdim efendim ! 
Kimse bulup çıkaramasın diye kalbimin en ucra kuyularına attım sizi. 
Bazen kendime şaştım; düşüncelerimin denizinde boğulurken. 
Ben sizi sevdim efendim ! 
Bu aşkta ya bir hırsız vardı, ya da hep geri saydım. 
Biri sizi ya hep çalardı gözlerimden, yakalayamazdım; 
Ya da dudaklarınıza hep beş kalırdım, dokunamazdım. 
Ben sizi sevdim efendim !
Ah ışıklar içinde kaldım, yandım. 
Siz bana yangın olun efendim, ben size rüzgar. 
Tutuşsun gün, yansın geceler zamanımız dar.
Ben sizi sevdim efendim ! 
İnanmayı yitirmek pahasına. 
Sizi öyle böyle sevmedim efendim ! 
İnanmadınız çünkü. 
Hadi şimdi gidiniz ! 
Beslediğim aşk, biliyorum bir gün oyacak gözümü. 
Gönlümde size açtığım kapıyı kapatırken yavaş olunuz, şimdi. 
Kırılmışlıklarım artsın istemem daha fazla. 
Bir tek ricam var sizden zinhar; 
Şimdi ve bundan sonrasında, efendim hep kalınız sağlıcakla..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder