11 Eylül 2012 Salı

Bi Fincan Çaylık Edebiyatımızda Kalmadı


Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'ını hiç okumamış, eline bile almamış yüzlerce insan "olric" imzalı sözleri, Can Yücel şiirlerini doğru dürüst okumamış insanlar içinden kırpılmış ve anlamı eksik kalmış satırları sosyal mecralarda yazıp paylaşır oldu.
Hele ki bu insanlar Mevlânâ gibi büyük bir zâtî hiç tanımamış, Mesnevî'sini eline almamış ama dünkü çocukların yazdığı romanlardan öğrendiği sözüm ona Mevlânâ'ya ait sözleri okuyarak ahkam kesmeye başladılarsa ben buna hızlı tüketim diyemem. Tüketmiyorlar yok ediyorlar çünkü, okumadan dinlemeden içini boşaltıp çöpe atıyorlar.
Oturup bir fincan sıcak çay içecek bi edebiyat sever kalmamış sanki. İnsanlar ruhlu hisli görünümlü. ruhsuzlar hissizler aslında. Oysa bir fincan çay eşliğinde nede çok konuşulacak şey var. Sıcak çay eşliğinde sıcak bi sohbet belki eşlik edecek bi kaç Nazım Hikmet dizesi. 
Ben çok severim Nazım Hikmet'i. O bi başkadır. O sevdasında bencil yüreğinde sağlam olanlardandır. "Aşk" kavramını en iyi anlatan, sevdiğini asla sevmekten vazgeçmeyen, asla ümidini kaybetmeyen bir edebiyat timsali..
Bazen kızmış sevdiğine yerden yere vurmuş onu, bazen yerlere sığdıramamış göklere çıkarmış en nihayetinde hakkıyla sevmiş. Sevdasını yüreğinde bi gün bile ağırlık olarak görmeden taşımış, her defasında "Önemli olan ‘zamana bırakmak’ değil, ‘zamanla bırakmamak’tır..” sözünü yenileyip asla vazgeçmemiş sevdasından.
Beklentisiz yazdığı şiirleriyle kızıl saçlısına aşkını ilan etmiş her seferinde. Onun şiirlerinde her duygu buram buram yaşanıyor sanki. Tabi Nazım Hikmet şiirselliğide her iki kişi arasında oluşmuyor haliyle. 
Mavi Gözlü Dev dendiğinde adına çoktan gözlerini kapamıştı aslında. Nihayetinde Piraye'sinin aşkıyla açtığı gözlerini yine Piraye'sinin aşkıyla kapatmıştı.
En güzel şeyleri anlatırken üstüne basa basa yenilikçi görüşünü sunarken bu satırlarında; aynı satırların sonunda aslında sevdiği kadınıda asla unutmamıştır. Şimdi tutup bu büyük aşkı bilmeyen bu hikayeyi okumayan birinin dudaklarından dökülmemeli o sevda dolu dizeler.
Aşktır, aşıktır Nazım Hikmet. "İster gökyüzünde seyret, ister gözlerimde; körler onları görmese de, yıldızlar vardır." demiş ya gözlerinde yıldızları görmek gökyüzünde yıldızları görmekten daha güzel işte sevdiğim. Mesele gökyüzündeki yıldızlara tercih edebilmek gözlerindeki yıldızları.
Öyle büyük bi aşkmış ondaki ne kalbine sığmış bu sevda ne uçsuz bucaksız mavi gözlerine; ve sonunda kaleminden taşmış sevdası. Uzaklarda, soğuk duvarların arasında öyle büyük bi sevda büyütmüş kızıl saçlısına. Adı "Yasaklı Şair"e çıktığında bile şiirlerinden yine vazgeçememiş kimse. Aşk onun dizelerinde bide sevdiğimin gözlerinde güzel zaten bana..
Yine yüreğimden kareleri serdim önünüze; ee bana yazmak size okumak düşer. Yine benlik tembihlerimi yapıyorum da yazmıyorum uzun uzun siz yaptım sayın, sevdiklerini üzmeyin iyi davarnın, gülümsemeyi unutmayın, tebessümden erinmeyin. Eylülün sonbaharın tadını çıkarın, haa bide bi fincanlık sıcak bi sohbetiniz muhabbetiniz varsa amman haa dikkat edin nazar boncuğu falan takın nazarlar değer; hadi kalın sağlıcakla :) 
http://www.youtube.com/watch?v=JWXxSssn_FY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder